Recommended Post Slide Out For Blogger

3 Aralık 2014 Çarşamba

Löwy; geçmişe dönemeyiz ama Kapitalizme katlanmamak için geçmişin içinden bir gelecek yaratabiliriz



Yazar Michael Löwy, uzun bir zamandır romantizm üzerine de çalışmış bir şahsiyet ve Türkçe'de de yayınlanan Romantik İsyan ve Melankoli bu durumu somut bir örneği. Kapitalizmin yalnızca kendisinden önceki üretim süreçleri dahi olmak üzere bütün insani ilişkileri yıkıma uğrattığı gerçeğini bilerek, kapitalizme karşı insani olana yakınlaşmanın romantik olmayı da beraberinde getireceği fikriyle Löwy'le yapılan röportajı paylaşıyorum. 

 Günümüzde marksist ideolojnin önemli düşünürlerinden birisi de Michael Löwy.1970'de yazdığı Genç Marks'ta Devrimci Teori kitabından, son kitabı Max Weber ve Marksist Weberyan Düşünce kitabına kadar birçok farklı temaları el aldı, kimi zaman romantik, kimi zaman Marksist sosyolog kimi zaman da eko-sosylaist olarak anıldı. Brezilya asıllı düşünürle bahsettiğimiz bu temalar üzerinden Marxismo Critico için bir röportaj gerçekleştirdik.

Yıllar önce yazdığınız Romantizm ve Melankoli ( Türkçe'de Romantik İsyan ve Melankoli) kitabıyla sohbete başlamak isteriz. Robert Sayre'nin 20 yıl önce yazdığı gibi sizin için de romantizm modernlik karşıtı bir durumu içeriyor. Marx, burada ayrıksı bir şekilde duruyor, sizce Marx romantik miydi?

Basit ve doğrudan cevaplamak gerekirse hayır, Marx romantik değildi. Marx'ın romantizme yönelmesini Kapital'in ilk yazımını gerçekleştirdiği ve tamamlayamadığı 1857- 58 el yazmalarında iyi bir şekilde görebiliyoruz. Marx, orada sosyal hayatın devralınan mirasla dolu olduğunu ve geçmişe dönme isteğinin absürtlüğüne vurgu yapar. Tamam geçmişe dönemeyiz fakat burjuva ideolojisinin boş, katlanılamaz vaatleri karşısında nasıl bir pozisyonda olacağız?

Her halükarda romantizm eleştirisi, burjuva sivil toplumunun geçmişinin eleştirisiyle yakından ilgili, burjuvaların ise buna cevabı yoktur aslında, öte yandan bu eleştiri burjuva toplumunun gölgesinden kurtuluncaya kadar devam ettirilebilir ve benim asıl söylemek istediğim de bu. Marx, burjuva romantik eleştirisiyle arasındaki mesafeyi korudu ve eleştirinin geriye dönme fantazisinden başka birşey olmadığını söyledi, bu anlamda Marx romantik değildir. Onun eserlerinin gelişimini izleyen birisi Hegelci diyalektik yaklaşımdaki romantik opsiyonu ihmal etmediğini de fark edecektir, ama burada eleştiriyi uç sınırlara kadar götürüp diyalektik Marksist yaklaşımı öne çıkartmaya başladığını da göreceklerdir. Özetle Marx, romantik değil ama burjuva toplumunun romantik eleştirisini de yakından biliyordu., doalyısıyla Marx'ta kapitalizmin romantik eleştirisi daha fazla gelişim, ona tepki olarak gelişen hareketin içerisinde anlaşılması gereken bir durumu izah ediyor. Burada herşeyin tepki olmadığını romantik sol, sosyalistler ve anarşistlerin de bu tepkiselliğin içerisinde yer aldığını unutmamak gerekir. Romantik sol geriye dönmek istemez, geçmişin gelecek içerisinde değişmesini arzu eder fakat Marx, burada da eleştirisini sunarken gelecekten çok geçmişi referans alarak argümanlarını kurduğunu görüyoruz. Tam bu nokta Ekonomi- politikayı anlamak için iyi bir nokta. 



Marx'a göre farklı referans noktalarını öne çıkaran Sismondi üzerine Komünist Manifesto'da bir bölüm vardır, orada Sismondi'nin pozisyonu küçük burjuvazinin reaksiyonu olarak ele alınır , fakat Sismondi, kaptalizmin krzini, köylülerin yoksullaşmasını iş kavramının yıkıcılığını ilk ele alan kişi olduğunu söyleyen insan olarak da hakkı teslim edilir. Sismondi, çoğu zaman Marx'a yakın görüşler belirterek, küçük burjuvazinin geçmişi yeniden yaratma isteği noktasında bir kapitalizm eleştirisi sunar. Benzer değerdeki eleştiriyi Balzac'da da görürüz; o monarşinin restorasyonundan yana tepkisel bir yazardır ama burjuva toplumuna dair analizleri Marx ve Engels'inki kadar değerlidir, kaldı ki her ikisi de burjuva toplumuna dair eleştirilerin çoğunu Balzac'dan öğrendiklerini söylerler ve bu anlamda Marx-Engels ve Balzac aynı noktadadırlar.

Öncelikli durumu aklımızda tutalım: Marksizmin, romantizmle ve romantizmin  eleştirisindeki araçları İngiliz ekonomi politiği, Fransız sosyalizmi ve de Hegelci diyalektiktir. Bunlar kolaylıkla seçilebilecek araçlardır ama buna bir dördüncüsünü de ekleyebiliriz; Marx ve Engels'in diğer eserlerinden farklı olarak romantizme, romantik aşkın geri alınması, geçmişin değiştirilmesine dair argümanlar Felsefenin Sefaleti'nde yer bulur, dostluk, arkadaşlık gibi kavramlar ticari kapitalizm şartlarında anlam kaymasına uğradığı tespit edilir.


 ¿Vurguladığınız kavramların bugünkü geçerliliği nedir? Marksizm üzerine çalışmalarda her halükarda gçmişin yeniden değerlendirilmesi bir fırsat olarak ele alındığında hangi soruları sormak gerekir ve de Ernst Bloch'a yaptığınız göndermelerle romantizmi bugün nasıl anlamalıyız? 


  Öncelikle geçmişe dair yeni okuma yapmak Marksizm tarihsel çerçeve içerisinden yeniden değerlendirilmesi olarak görülecektir. Marksizmi 20 yüzyıl ve bugün içerisinden bakarak anlamak mümkün değil ama öte yandan romantizme yönelik Bloch'un, Walter Benjamin'in José Carlos Mariátegui ve diğerlerinin eleştirilerinden bakarsak Marksizm'e doğru yeni bir yol açmanın da mümkün olduğu görülmeli. İkinci olarak, romantizm eleştirisi kapitalizme karşı ideolojik, politik mücadelede önemli bir işlev görecektir. Solun, kapitalizmin sınırlarına vardığı bunu da artı-değer üretimindeki krizle açıklamak yanlış, zira kapitalizm insanların yaşayış biçimlerini, etik değerleri, dayanışmayı da yıkıntıya uğratıyor. Bana göre anti kapitalist mücadele etik ve kültürel eleştirilerden güç almalı ve romantizm bizim sorularımıza cevap bulmakta araç olabilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder