Recommended Post Slide Out For Blogger

25 Aralık 2014 Perşembe

'Gıda üretiminde artış varken dünyada sekiz insandan birisi aç'


Yemek İşi - Gıdalarımızı Kim Kontrol Ediyor?  (El negocio de la Comida)  adlı henüz Türkçe'ye çevrilmemiş bir kitabın yazarı olan İspanyol sosyolog Esther Vivas, ülkesinde ve dünyadaki endüstriyel tarım politikaların vardığı sonuçlar üzerine bir röportaj vermiş. Malumu ilanı olan düşünceler bir yana süpermarketlerde şirketlerin ihraç ettiği ürünlerin hem sağlığı hem de tarımı nasıl etkilediğini, gıda üretiminde artış varken sekiz insandan birisinin aç olduğu dünyadaki durumu hatırlamak açısından önemli olan röportajda Vivas, çare olarak yerel tarımın güçlendirilmesi ve kooperatifleri adres olarak gösteriyor.

¿Dünyada gıda üretiminde artış varken, sekiz insandan birisinin aç olması nasıl açıklanabilir? 

Bolluğun olduğu bir yerde açlık kavramı durumu açıklamak için iyi bir örnek zira bugün tarımsal üretimi tamamen iş alanına dönüşmüş durumda ve para kazanmak esas haline geldi. Tarihte olmadığı kadar gıda üretildiği bir periyodu yaşıyoruz, Birleşmş Milletler'e (BM) göre dünya üzerinde her sekiz nsandan birisi parası olmadığı için bu üretilenleri tüketemiyor ve aç.

 Kitabınızda açlığın sebebini politikalar olduğunu belirtiyorsunuz...

Resmi açıklamalara bakarsanız açlığı yenmenini yolu daha fazla üretim yapmak. Bu yanlış. Problem üretimin az olmasında değil, problem demokrasi. Uzun bir zamandır yoksul, güney ülkelerinde açların durumu sosyal bir sorun olarak beliriyor ve politikaları da yakından etkiliyor. İspanya'ya bakın, süpermarketlerde yiyecek var ama açlık da yaşanıyor.Küresel kriz içerisinde gıda krizi üzerine çok az düşünülse de bu krizlerin içiçe olduğunu düşünüyorum. 2008'de emlak krizinden sonra yeni iş alanları bulunarak kriz geçiştirildi, eminim ki gıda için de böyle bir yol bulunabilir ama nasıl? Büyük şirketler daha fazla finans kaynağı yaratmak için ellerindeki çiftlikleri değerinden daha az fiyatla satarak bunu sağlamak isteyeceklerdir ve o durumda mısır, prinç gibi temel gıda fiyatlarında artış olacak. Bütün bunlardan sonra emlak balonu, gıda alanında da yaşanacaktır.


Ocak ayında AB, gıda sektöründe spekülatif sermaye oluşturulması konusunda bir limit belirlediklerini deklare etti, Katolaonya parlamentosu da buna dayanarak kimi yasaklamaları gündeme getirdi. Sizce bunlar krize çare olabilir mi? 

Hükümetlerin bu tür açıklaması değerli fakat politika değişimine yol açması anlamında yetersiz, zira gıda alanındaki spekülasyon devam ediyor. Buna bankaların (Banka Sabadell) gıda şirketlerine kredi vermesini örnek olarak gösterebiliriz. Bugün elektrik şirketleri dahi gıda sektörünün içeriside, gıda politikasının olmamasının bir sonucu bu, diğeri ise İspanya devleti genleri bozulmuş (trans-genik) tohumların kullanılmasına izin veriyor ve İspanya'da kullanılan tohumların yüzde 80'ini de Monsanto şirketi karşılıyor, dahası genleri bozulmuş tohum kullanımında Avrupa'da lider ülke olan hükümet sürekli çok uuslu gıda şirketleriyle lobby faliyetleri içerisinde.


 Gıda ithalinin yasaklanması bir çare olabilir mi? 

Eğer yerel ve ekolojik tarım desteklenirse olumlu bir değişime kapı açabilir tabi. Biz üretebiliyorken, Güney Afrika'dan gelen portaklı ya da Şili üzümünü markette almanın ne anlamı var ki?. Kısa vadede ekolojik tarım kimsenin ilgisini çekmiyor ama her seferinde sağlık, üretimin kalitesi, tarımın geleceği düşünülüğünde ekolojk tarım daha çok düşünülmeye başlandığı da bir gerçek. Burada ekolojik ürünleri fiyatlarının daha pahalı olması öneml bir tema olarak ortaya çıkıyor. Süpermarkete gittiğinizi varsayın, marketler devamlı daha az para nasıl harcanacağına odaklanır ama biz bir kooperatif oluşturabilirsek, ihtiyacımız olan gıdaları daha sağlıklı, daha ucuz sunabiliriz, bu da ekolojik ürünlerin pahalı olmamasının yolunu açacaktır. 


Obezlik ve açlığın aynı paranın iki yüzü olduğunu ileri sürüyorsunuz...

 Son tahlilde tarımın ticarileşmesi hastlık da üretiyor. Diyet uygulamalarını kabul eden ülkelere bakın, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, diyabet gibi yeni hastalıklarla baş etmeye çalışıyorlar. İspanya'da olduğu gibi bu ülkelern hepsinde obezite bir sorun, 10 yaşından küçük çocuların yüzde 15 ila 20'si obezse problem olduğunu kabul etmek gerekir. Gıda endüstrisi ürünlerni satıyor ve aynı endüstri, kolestrole iyi gelir diyerek çöpe atılan yiyecekleri yeniden size sunuyor. Tek çıkış yolu sağlıklı ürünler üretmekte.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder