Recommended Post Slide Out For Blogger

25 Aralık 2014 Perşembe

Kobane; küçük kent, büyük kalp

Hawar Haber Ajansı, (ANHA) üç aydır IŞİD saldırılarına karşı direnen Kobane'deki gündelik hayatı yansıtan röportajlar yapmış. Silah seslerine rağmen oyunlarını kesmeyen çocuklar, birlikte ölmeye karar veren eşler, delik deşik olmuş bir evden diğerine geçerken yürüyüşüne dikkat eden savaşçıların yaşamlarının aktarıldığı haberi aktarıyorum. 

Suriye'nin Kobane kenti üç aydır özgürlüğü için mücadele ediyor ve henüz IŞİD bölgeye hakim olamadı. IŞİD'a karşı en yakın cepheden kentin iç mahallelerine kadar her yerde savaş devam ediyor. Mevziden bakan bir savaşçı, ateşi görünmesin diye sigarasını avucunda saklayarak yarım kilometre uzaklıkta bir yeri gösterek, 'IŞİD orada diyor, ona göre koalisyonun hava saldırıları nefes almalarını sağlıyormuş. 

Koalisyonun saldırıları başlamadan önce 45 gün YPG birlikleri IŞİD'la mücadele etti ve ihtiyaçlarını Türkiye'den karşılayan cihatçılar böyle bir savunma da beklemiyormuş. Kobani Kantonu'nun Başbakanı Enver Müslim, 'IŞİD'ı cesaretleriyle durdurduklarını daha sonra koalisyon opearasyonları ve akabinde Peşmerge kuvvetlerinin gelişiyle inisiyatifi ele geçirdik' diyor. Müslim'e göre IŞİD şu an psikoljik olarak çözülmüş durumda.

Kobane'de yaşayanlar YPG'nin her başarısından sonra kendilerini daha iyi hissetmeye başlamış. Kantonun savunma bakanı Şeyh Hasan, aralık ayının ortalarına doğru kentin yüzde 70'ini kontrol altına alacaklarını ileri sürüyor. 'Koalisyon güçlerinin saldırılarının  pozisyonlarını güçlendirmekle birlikte asıl savaşın karada sürdürüldüğünü' belirten Hasan, 'kış şartları daha da ağırlaştığında avantajı tamamen ele geçireceklerini ve bu yüzden sakin olduklarını' vurguluyor.


Aralık ayının soğu dışarıda hissedilmeye başlamışken 30 yaşındaki Letfiya Zelema kentin doğusundaki evinin avlusuna bir ocak yapmış zira evde ısınacakları bir kalorifer yok. Letfiya Kobane'de kalmaya karar veren yüzlerce sivilden birisi. Çatışmalar yoğunlaşınca birçok kişi Türkiye sınırının ötesine geçmiş ama o  gitmek istememiş. 'Başka ülkede ne yapacağız, Türkiye'de bize çingenelere bakıldığı gibi bakılacak' diyen Zelema burada ölmeyi tercih etmiş. Günlük ihtiyaçların karşılanmasını organize eden PYD'nin sağladığı yiyecek ve giyecekler dışında bunları alabileceğiniz bir dükkan bile yok ama çöplerin toplanması gibi gündelik çalışmalar da devam ettriliyor.


Kobane'ye gittiğimiz gün sokakta nöbetleşe bisiklete binen çocukları gördük, uzaktan gelen ateş seslerine rağmen oyunlarına ara vermiyorlardı. Zelema, 'duruma alışkın olduklarını' söylüyor, onun ailesinden birçoğu cephedeymiş zaten. 22 yaşındaki Ahmed İsmail'de savaşanlar arasında. Ahmed marangozmuş, çatışmalar başladığında evi yıkılmış o da önce hastanelerde yaralılara yardım ederek savaşın içine girmiş şimdi silah kullanan bir savaşçı durumuda. Savaşçılar duvarları delik deşik olmuş bir evden diğerine geçerken dikkatli olmak durumundalar her ne kadar sokak başları kontrol altında olsa da savaşçılar bu konuya çok dikkat ediyorlar. 50 yaşındaki Mahmud Saleh ve kendinden on yaş küçük karısı Jadiya Yusef, çatışmalar başlayınca Türkiye'ye geçmeye çalışmışlar ama sonra sınıra vardıklarında IŞİD saldırılarına karşı Türk askerlerinin birşey yapmadıklarını görünce dönüp  özgürlükleri için mücadele etmeye karar vermişler. 



Mahmut ve karısı küçük bir gaz ocağının etrafında oturmuşken karısı, 'eğer Türkiye'ye gitmiş olsaydım nerede kalabilrdim ki, öleceksek de birlikte ölelim' diyor. Mahmud ise , 'Kobane küçük bir kent ama burada büyük bir kalp taşıyoruz' diyor. Kobane'de yaşayanlara en çok cesaret veren konu ise Suriye'de IŞİD'a karşı direnen tek bölge olmuş olmaları, kentte yaşayanlar IŞİD'ın ideolojisi altında yaşamayı reddediyorlar ve bu inançla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder