Recommended Post Slide Out For Blogger

24 Aralık 2014 Çarşamba

Euro-Asia; imparatorlukların yeni savaş alanı

Gazeteci Pepe Escobar, son makalelerinde odağını adı henüz konulmamış ekonomik savaşa yönlendirmiş durumda. Çevirmeye çalıştığım bu yazısında 'Avrupa'daki yeni istikrarsızlık ufku'nu Rublenin değer kaybetmesinin ardındaki ekonomik çatışmayla değerlendiriyor. Bir sonraki yazısı ise Çin'den Madrid'e kalkan tren üzerinde euro-asia temasından yeni çatışma alanlarına dair. Pepe Escobar'a göre, Moskova, Batı'nın tezgahladığı oyunun farkında ve bu yüzden yeni işbirlikleriyle (Türkiye-Çin) konumlanmaya çalışıyor. Yazara göre kaos imparatorluğu çaresizce savaşa hazırlıksız girmiş durumda ve yakın gelecekte insanlar imparatorluklar arssı savaşla daha çok meşgul olacak.



Avrupa Konseyi Dış İlişkiler kabinesi stratejisti  Friedrich Ebert Stiftung, aşağı yukarı şöyle bir tanımlama yaptı: 'Eğer Ukrayna'da ABD ve Rusya tehlikeli bir şekilde karşı karşıya gelecekse 2030'a kadar Avrupa'nın batısı askeri bir merkez haline gelecektir ve 'dengesiz bir bölge' haline gelecek olan Baltık, Balkanlar ve Karadeniz'de NATO nezdinden yeni bir silahlı güç olarak doğacaktır.'  Stiftung'un değerlendirmesindeki iki grup asla tanınmayacak ve diğer bağımsız analistlerin de belirttiği gibi Baltıklardan Karadeniz'e kadar olan bölge Kaos İmparatorluğu'nun, genişletilmiş Euro-Asia hedefi için silah sahası haline gelecek. 


Pentagon'un daha önceler, Ortadoğu ve Asya'nın merkezini aşarak Magreb'den Çin'e uzanacak olan etkin olma projesi varlığını korumakla birlikte şu an üretim bandında 'dengesizlik ufku' fikri öne çıkmış duruma. Moskova, Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un ağzından hala oyunun içinde olduğunu detaylandırarak bildirdi. Avrupa'da Almanya'nın etkin olduğu sektörlerin varlığı hesaba katılarak yeni bir savaştan bile bahsediliyor,kıtada  ABD'nin varlığını en çok hissettiren ülke olan Almanya'nın 'savunma'yı odağına alan işbirliği, politik ve ekonomik bir denge yaratılması esasına dayandırılıyor. Almanya'yla ABD'nin buluşması henüz gerçekleşmedi ama Atlantik ötesiyle olası işbirliği için Almanlar bir geçiş sürecinin içine girmiş durumdalar adı da SWIFT savaşı.  (Dünyadaki bütün bankalrın fon transferini sağlayan standart) Öte yandan ABD'li fanatik senatörler Büyük Britanya'daki vasallar ve Polanyalılarla birlikte Rusya'ya karşı savaş niyetini terk etmiş değilller, üstelik önlerinde İran'a karşı tutumdaki örnek varken.


Bütün bu gelişmeler ekonomik savaştan ya da NATO'nun histerilerinden daha fazla anlam taşımayacak ama Almanlar meselenin bundan daha fazla olduğunu biliyor. Geçenlerde Almanya'nın önemli gazetelerinden  Handeslsblatt'ta VTB Bank'ın patronu  Andrei Kostin'le yapılan ve hiçbir önemli İngiliz gazetesi tarafından çevrilmeyen bir röportaj yayımlandı.

Röportajda Kostin meseleyi doğrudan ortaya koyuyordu; 'Şüphesiz bir B planı var (Rusya'nın SWIFT- finans sisteminden çıkması halinde) fakat benim kişisel fikrime göre bu bir savaş ilanıdır- bu tip gerilimlere rağmen diplomatik ilişki tıpkı İran'la kurulduğu gibi yapılıp, geriye askeri alanda kalabilir- Eğer Rus bankaları ve yatırımcılarn SWIFT'e girişi yasaklanmış olsa aynı gün ABD büyükelçisi görevinden ayrılması gerekir. Rusya'yla diplomatik ilişki sonlandırılmalı, bankalar bu ilişkilerin içerisinde çok daha az önem kazanır zira sistem euro ve dolar üzerinden şekilleniyor nihayetinde.
 

Gelecek mayıs ayından itibaren Rus merkez bankası, Çin'le ilişki konsolide edildikten sonra SWIFT sisteminin içine girmeyi planlıyor, tabi burada Çin'in ve paralele bir şekilde İran'ın da sistem içindeki konumu önem kazanacak. Fakat daha ABD Senatosu'nda hiç de hoş olmayacak tartışaların yaşanmasının üzerinden dört ay daha geçmemişken, senato ocak aında ekonomik kontrol konusunda başka bir konumda da bulabilir kendini.

Sonra, altına sahip olacağız... Rusya neden bu kadar altın satın alıyor? Dolar güç kazanıp altın ucuzlarken hatta gaz satışı da bundan etkilenirken, öte yandan Çinlilerle- kazan- kazan temelli bir anlaşma yapılmışken bütün alışveriş dolar üzerinden olacak altın daha da ucuzlayacak ve her halükarda batı bu ticaretin kaybedeni olacak. Washington ve Walt Street'in elitleri Moskova ve Pekin arasındaki ilşikinin dolar birikimi konusunda bir ittifak olmadığını mükemmel bir şekilde anlamış durumdalar ve doların değerindeki değişimini ABD endüstrisini temelden yıkacağını ve de orta sınıfın yıkılışına yol açacağını da biliyorlar.Bu durumda Moskova, istikrarsızlık için suçlanan konumda, Ruble olulu bir seyir içinde olsa da zayıf ve Rusya kendini savunmak için üretime yönelmeye zorluyor kendini.

 
Açık olan şu ki; Rusya'nın problemi yabancı yatırımcılara olan borcun ABD doları üzerinden ödenecek olması, Rusya moratoryum ilan etmesi ve borçlarıın düzenlemesi mümkün olabilir ve böylelikle Ruble de daha fazla düşmez, Moskova sonuçta öğrendiği bir şey var; asla batıya borçlanma. Şundan da emin olabiliriz, Kaos İmparatorluğu'nun stratejisinin parçası olan 'yeni demir perde' Baltıklardan Karadeniz'e kadar oradan Avrupa'nın içlerine doğru ekonomik ve finansal araçlar kullanarak istikrarsızlık temelinde gelişecek.  


Bana gönderilen elektromik bir postadan anladığım kadarıyla Kremlin, bu oyunu biliyor gözüküyor. 'Putin, Batı'ya Rusya'nın ayakta kalması için uzun sürebilecek bir savaşa moralmen hazır' demek istiyor, ABD'nin geliştirmeye çalıştığı Rusya fobisine karşılık, asker güç esas konu olmayacak gibi görüyor, herşey 'euro-asia' projesinin bağımsız ilerleyişinde kilitlenmiş duruda. Mikhail Khazin'in parlak bir şekilde ifade ettiği gibi 'Bretton Woods rejiminden bu yana yaşanan en büyük ekonoik krize Rusya hazır, ya Batı?




























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder