Recommended Post Slide Out For Blogger

28 Ekim 2014 Salı

'Türkiye'nin Suriye açmazlarına vereceği cevap geleceğini belirleyecek'

Sosyolog tarihçi, Immanuel Wallerstein'a göre, Türkiye, IŞİD'a karşı aktif tavır alırsa bölgede Sünni gücün merkezi olabilir ama PKK'yla devam ettirdiği görüşmeleri askıya almak zorunda kalır ve İran'la kurmak istediği ilişkileri de unutması gerekir. Tersi şekilde ise PKK bölgede güç kazanır ve Türkiye bölgesel güç olma hayali suya düşer. Wallerstein'in 'Türk karmaşası' dediği şey, açmazlarla ilgili. Yazara göre yakın gelecekte Türkiye, pozisyonunu netleştirmek zorunda. Wallerstein'in makalesini aktarıyorum.


Ortadoğu'da olduğu gibi bölgenin dışında tabiki kendilerini sağlama almak için  bazı ülkelerin keskin virajlar alarak şüpheli ittifaklar kurmaya başladığına tanık olduk. Bu durumun yalnızca Suriye'yle ilgili olmadığı açık. Suriye'deki aktüel politikanın konumlanışı Esad rejiminin arkasında kimlerin olduğu, İslam Devleti'nin kimler tarafından teşkilatlandırıldığı ve de diğer İslamcı gurupların diğer iki gruba karşı mücadele edip etmeyeceği gibi üçlü bir alanda şekillenmiş durumda.  İslam Devleti'nin dışında kalan rejim karşıtı diğer İslamcıların orta vadede neler yapacağı belirsiz, tek belli olan diğerlerine karşı olmaları. Şüphesiz bu belirsiz ortam, bölgedeki aktörlerin de katılımıyla karmaşaya dönüşme ihtimali de var. Bu karmaşanın aktörleri ise açık bir şekilde Türkiye ve onun kadar öne çıkmasa da Suudi Arabistan ve ABD.

Türkiye, Suriye'yle uzun bir sınırı paylaşıyor. İktidardaki AKP, İslamcı bir parti ama İslami pratiklerle, dışında kalan fırsatları değerlendirmeye meyleden bir parti. AKP hükümeti, dış politika ekseninde NATO'yla birlkte davranan, öte yandan bölge açısından önemli olduğu fikri etrafında Avrupa Birliği'ne girmeyi ve dizginleri ele aldığı sürece Ortadoğu ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmayı arzu ediyor. Suriye'de iç savaş başladığında Türkiye aracı rol üstlenmeyi teklif etmişti. Geçiş sürecinden sonra ise  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Esad'ın sözünü tutmadığını düşünerek, tam karşısında bir pozisyona geçti ve rejimin değişmesi gerektiğini vurguladı.


Türkiye'de Kürtler bir azınlık ama geniş bir alanda yaşıyor ve hükümet onların haklarını, dilini ve de özerkliklerini tanımak istemiyor. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana neredeyse 90 yıldır, hükümetler Kürtlere karşı baskı ve inkar politikalarını devam ettirdi, 30 yılı aşkın süredir de Marksist- Leninist, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Kürt halkının amacını gerçekleştirmek için mücadele ediyor. Hareketin lideri Abdullah Öcalan, yakalandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı, birkaç yıldır ise şaşırtıcı bir şekilde hükümet PKK'yla ilişkisini kopatmadan, barış görüşmelerine girişileceği sözünü vermiş durumda. Marksist- Leninist yapısından uzaklaşan PKK ise, Kürt bölgelerinde otonomi yapıyı öne sürmeye başladı, gerçi şu an bu kavramları tartışmak zor ama karşılıklı sözlerle süreç devam ediyor gibi görünüyor.

Suriye'deki iç savaş, Türkiye'nin iç politikadaki durumunu altüst etti, bu altüst oluştu İslam Devleti'nin Türkiye sınırına yakın noktaları kontrol altında tutmasının payı olduğu açık ve aynı zamanda Kobani'de YPG'ye yönelik saldırıları da Türkiye'deki Kürt hareketi PKK'yla Ankara'nın ilişkilerini farklılaştıracağı da ortada. Türkiye, ABD'nin öncülüğündeki koalisyon güçlerine girmekte gönülsüz davrandı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözünde IŞİD ve PKK eşdeğer şekilde terörist gruplar, bir yandan PKK'yla barış görüşmeleri diğer yandan PKK'ya tavır alınmasını istemek müphem bir politik duruş. 

Peki bu pozisyonda Türkiye dünyaya ne demek istiyor? Hükümete göre IŞİD'e karşı savaş Esad'a güç verir, bu düşünülebilecek bir argüman ama Türkiye'nin durmak istediği pozisyon karmaşanın devam etmesi. Başka bir karmaşa ise, PKK'yla devam ettirdiği görüşmelerde ortaya çıkıyor. Eğer Türkiye ikili tutumunu devam ettirirse muhtemelen PKK'yla barış görüşmeleri sekteye uğrayabilir, eğer IŞİD'a karşı aktif davranırsa bu kez de PKK'nın bölgedeki pozisyonu güçlenebilir. Bunlarla birlikte Türkiye, İran'la ilişkilerini iyileştirmeye çalışıyor ve ilişkileri güçlendirmek için de Afganistan, Irak ve Filistin konularında paylaştıkları ortaklıkların altı çiziliyor. Başka bir açmaz daha... Eğer Türkiye, IŞİD'e karşı tavır almazsa Sünni hareketlerin lideri konumuna gelir, tersi ise bölgedeki pozisyonunu zedeleyecektir. Her halükarda Türkiye'nin politik duruşu yakın bir gelecekte tam bir ahenk taşıyacak ya da bölgede önemli aktör olma rüyasını unutması gerekecek. Öte yandan Trkiye'deki Kürt hareketine karşı yeni bir şiddeti de yükseltebilir, sonuçta bölgedeki bütün mücadeleler birbirine zincirle bağlanmış durumda. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder