Recommended Post Slide Out For Blogger

14 Ekim 2014 Salı

Afganistan; yüz yılık işgal

Tarihçi, sosyolog Immanuel Wallerstein, Afganistan'da dış güçlerin yüz yıldı devam eden işgalini ve gelinen noktada Afgan halkına hiç bir yarar getirmeyen mücadele süreci üzerine makale yamış, paylaşıyorum.

Bu hikaye ne zaman başladı?  karar vermek epeyce zor. Modern tarih, 19'uncu.yüzyılda, Britanya ve Rusya'nın 'büyük oyun'un peşinde Afganistan'ı kontrol etmek istemesiyle başladığını söylemek mümkün.  Mücadelenin başladığında Britanyalılar, Afganların karşılık vermesinin daha iyi olduğunu ve bir hayalin peşinde olduklarını düşünüyordu. 1960'lı yıllarda 'liberal' hükümetin yeni anayasa sırayışında oyun yeniden başladı, hükümetin çabası başarısızlıla sonuçlandı ama bu sayede sağ ve solda yeni partiler kurulmuş oldu. Şimdiki Komünist Parti olan Afganistan Demokratik Halk Partisi'nin (PDPA) kadınlara eşitlik tanıyan laik hükümeti 1978'de devrilince 'büyük oyun' yeniden başladı ve rejimin destekçisi Sovyetler Birliği ile aktüel anlamda İngiltere'nin rolünü üstlenen ABD'nin desteklediği islamcılar arasında yeni bir mücadele başladı.

1979'da Sovyetler Birliği PDPA'ya destek vermek için askeri birlikleri gönderdi ve kontrolü sağladı, Sovyet birliklerinin 1989'da geri çekilmesi ardından da PDPA'nın 1992'de iktidarını korumayı başarıncaya kadar süreç devam etti. 1992'den sonraki dört yıl PDPA içindeki mücadeleye sahne olurken, bir grup Şeriat rejimini gelmesini, Mullah Ömer liderliğinde yeni bir anayasanın yapılmasını savunuyordu, şüphesiz Taliban'ın en hassas olduğu konular kadınlar ve eğitimdi.

2001 eylül ayı kaderi belirleyen bir dönemin başlangıcıydı. Taliban Afganistan'dayken, El Kaide militanları 'yılanın başı' olarak gördükleri ABD'ye tarihe 11 Eylül saldırıları olarak geçen eylemi gerçekleştirmişlerdi, bu kez dış güçlerin işgal nöbetini ABD devralmıştı. Bölgedeki jeo-politik konumlanmış oldukça karışık, ABD'nin öncelikli iibirliği yaptığı Pakistan ve Suudi Arabistan, Taliban'ı destekliyor, onları destekleyen ABD ise Taliban'a karşı operasyon yapıyor.  Tam bu noktada ABD stratejisine uygun bir isim olan Muhammed Karzai, başbakanlığı üstlendi, etkin bir Pashtun olan Karzai'nin etnik kimliğinden ötürü kalbi Taliban'dan yanaydı, zaten seçilmesinin ardından ABD'nin askeri rolü üzerine masaya oturmasının temel nedeni de bu.


ABD Başkanı Barack Obama, 2009'da seçilmesinin ardından 'hayırlı savaş' olarak adlandırılan Afganistan ve Irak işgaline katılan birliklerin geri çekileceğini söylemiş (neredeyse askerlerinin tamamını  çekti) ardından da 'eğitim' amacıyla askerlerin bir kısmının kalmasına dair protoko de Karzai tarafından reddedildi.
 
 2014'te Karzai, kendisi gibi Pashtun olan Ashraf Ghani'ye ve Tacik kökenli Abdullah Abdullah'a  karşı kafalarda soru işaretleri bırakan seçimi kazandı ve ikinci dönemine başladı. Sonuç; Ghani ve Abdullah, zaten kırılgan olan iktidarın içinde birçok gözlemciye göre de aralarındaki zımni anlaşma da bozulabilir. Ghani, ABD'ye protokol imzlama sözü verdi ama Karzai bunu istemiyor, Ghani, ABD'de yaşadı Dünya Bankası'nda uzun süre yaşamış bir Afganlı ve ABD'yle ilişkileri çok iy, tıpkı Karzai gibi Taliban'a çağrı yaptı ama Taliban sözcüleri, ABD elçisi gibi davranan Ghani'yiyalancılıkla suçladı.


Afganistan neredeyse yüz yıldır dış güçlerin işgaline maruz kaldı, dış güçlerin müdahaleleri Afganların durumunda iyileşme yaratmasa da hep onlara destek sözleri verildi, yabancı güçlerin niyetleri belki bir şekilde anlaşılabilir ama soru şu; kim dışarıdan müdahale edilmesini ister ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder