Recommended Post Slide Out For Blogger

5 Şubat 2015 Perşembe

Kobane kimin için önemli?

İspanyol gazeteci Karlos Zurutuza, Kobane başta olmak üzere bölgedeki deneyimlerini bir makaleyle aktarmış. Kobane'nin 'demokratik konfederalizm' için bir sembol haline geldiğini ileri süren Zurutuza'ya göre, yeni Ortadoğu'nun anahtarı Kürtlerin elinde. Türk hükümetinin 'matruşka bebekleri' gibi oyunlar oynayacağı öngörüsünde bulunan Zurutuza'nın makalesini paylaşıyorum. 

 Geçen 135 günde şüphesiz kahramanca bir direniş ve uluslararası koalisyonunun hava saldırıları unutulmayacak. Dört ayı aşkın bir süredir, dünyanın geri kalanının kaçışları seyrettiği, Türk hükümetinin herkesin gözü önünde cihatçıların sınırı geçmelerine göz yumduğu bir ortamda IŞİD'a karşı hendek kazarak mücadele veren kent resmi olarak özgürleşmiş durumda. Türk Cumhurbaşbakanı  Recep Tayyip Erdogan'ın gazetelere de yansıyan yorumuyla, 'Türkiye'nin, Suriye'de Kuzey Irak'takine benzer otonom yapı istemediği' Kobane'de de konuşuldu ama onlar için çok da anlam ifade etmedi. 
Erdoğan, Suriye'de 'Barzanistan' hayalinin boşuna olduğunu iddia edebilir, bu iddianın ardında ucuz petrol karşılığında Cezire kantonunun ihtiyaçlarını giderme isteği de olabilir. Ankara, bölgede Suriye'deki savaşa dair pozisyonunu belirlediği günlerdeki gibi şimdilerde İran'ın etkisinde şekillenen politik ortamda yeni ittifaklara girişebilir. Bu senaryo Erdoğan için iyi olmayabilir ama gelecekteki enerji ihtiyacının önemli bölümünü karşılayacağı Erbil'le imzaladığı anlaşmalar çerçevesinde bu iddia boşuna olmayacaktır. Yine de son günlerde Türk hükümetinin, Rojava'ya yönelik ambargolarının utancı Ankara ve Erbil arasında yeni ticari ilişkilerin kurulmasını da engellemeyecektir, diğer yandan Kobane'ye girerek 'Kürt kardeşlerine' yardım eden Peşmergelerin kendi sınırlarında hendekler kazarak Suriye'deki Kürtlerin hayati ihtiyaçlarını karşılamalarını engellediğini de gördük. 

Bütün niyetler bir yana sonuçta Suriye'de devam ettirilen modeli komşu Irak'ın görmezlikten gelmeyeceği de açık v e 2003'te illegal bir şekilde kurulup Kuzey Suriye'deki devrime öncülük eden PYD'nin PKK'yla ideolojik ortaklığı da görülmezden gelinmeyeceği gibi. 
Bahsi geçen model, Suriye'de Kürtlerin kontrolü altındaki üç bölgede, –Afrin, Kobane ve Cezire- de gerçekleştirildi, ve bu PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından Ortadoğu'da iktidarın aygıtlarını oluşturma projesinin parçası olarak sunuldu. Projenin özü, bölgenin yapısına uymayan tekliğe, merkeziyetçi yönetime karşı çokluğu öne çıkarmak. Bir tür radikal demokrasi deneyimi olarak sunulan projede kararlar doğrudan alınırken, kollektif iktidara dair detayları Öcalan 1o yıl önce  Demokratik Konfederalizm konseptinde sunmuştu. 

Irak'ın kuzeyinde Barzani, de facto bir hükümetin başında ama Koban, PKK'nın bölgede temel güç olmaya devam ettiğini hatırlattı, Suriye'de Demokratik Konfederalizm deneyimi, komşu Irak'ı da etkileyip 'devlet içinde devlet' oluşturabilir ve bu noktada Osmanlıcılığın yeni versiyonunu öne çıkaran Türkiye bir tür Matruşka oyunu içerisinde kendini bulabilir. Üstelik Türkiye'nin tek kaygısı da bu değil. IŞİD katliamından katliamından kaçan Peşmergeler ve Ezidiler bugün PKK bayrağı altındalar ve bu durum ileride otonom bölge talebini de beraberinde getirebilir. Michel M Gunter son kitabında-  Out of Nowhere: The Kurds in Syria in Peace and War (Hurst&Co, 2014), belirttiği gibi IŞİD gibi Kürtler de Ortadoğu haritasının oluşturulmasında temel rol alabilirler. Öte yandan ABD'li akademisyenlerin tartıştığı gibi Suriye'nin kuzeyindeki model Irak ve Suriye'de merkezi devletlerin çöküşünü de işaretleyebilir. 

Türkiye, Suriye ve Irak hakkında konuşuyoruz ama bu konuşulanlar İran'ın Kürt bölgesine dair konuşulanlara sirayet etmiş değil. Ortadoğu'da neredeyse yüz yıldır devam eden tarihsel bir karşılaşma potansiyel olarak öne çıkacak gibi görünüyor; sınırlarda dendiği üzere 'kantonlaşma' Kürtleri birleştirmesi ya da bu tehlikeye karşı saldırı. Şu an IŞİD'ın durdurulamaz saldırıları Kobani'de bertraf edildi ve bu savunma sembol haline geldi, IŞİD, Musula'a, Sufi şehitlerin olduğu kente saldırıyor, bu saldırı neyi hatırlatır bilinmez ama Kürtler her zamanki yerlerinde kalacakları kesin. Geçen yıl YPG komutanlarından Redur Xalil'le yaptığımız röportajda dendiği gibi 'Kobane öncesi ve sonrasını ayıran bir sembol olacak', bugün Kobane'de milislerin başarısını herkes kabul ediyor ve muhtemelen Kürtler, yeni Ortadoğu'nun anahtarı olacak. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder